Yağmuru anlatsana bana,
Yağmurda koşmayı, ıslanmayı, ıslanırken gülebilmeyi..
Büyük aşkları anlat bana,
Büyük bulutların bile ayıramadığı aşkları, aşık olmayı..
Arkadaşlıkları anlat bana,
Dost olmayı, yanında olmayı, el uzatmayı dostuma..
Bir şarkı anlat bana,
Farklı dillerde aynı olsun anlamı..
Bilmediğim melodileri anlat bana,
Çok ihtiyacım var buna..
Olur da iyi olursam..
Gökkuşağını anlat bana,
Renklerin yerlerini nasıl bulduğunu her seferinde..
Gölgeleri anlat bana,
Bakmadığında bile hayatını karartan..
Güneşi anlat bana,
Her sabah nasıl doğduğunu, yorulmadan..
Olur da sıkılırsan.
Bak. Bana.
Konuşmadan..
Belki sonra fısıldayarak,
Kendini anlat bana,
Gözlerinden başla..
4 Ağustos 2013 Pazar
10 Temmuz 2013 Çarşamba
Sıradan
Bugün, 10 Temmuz.
Bir çok insan için sıradan bir gün.
Benim için de öyle,
Sıradan olmaması gerekirken hem de..
Bugün, Çarşamba.
Sıcak bir yaz günü.
Benim için de öyle,
İçim kıpır kıpır etse de..
Bugün, 365 günün sadece biri.
24 saatlik bir gün.
Benim için de öyle,
Gün bitmesin istesem de..
Bugün, beklediğim bir gün.
Son saniyesine kadar hem de.
Belki sen bilmesen de,
Seninle konuşmayı istesem de..
Bugün, birilerinin yaş günü.
Diğerleriyle birlikte,
Benim için de öyle,
Yaşım, gözyaşım olsa bile..
Mutlu yıllar, kendime ve diğerlerine..
Bir çok insan için sıradan bir gün.
Benim için de öyle,
Sıradan olmaması gerekirken hem de..
Bugün, Çarşamba.
Sıcak bir yaz günü.
Benim için de öyle,
İçim kıpır kıpır etse de..
Bugün, 365 günün sadece biri.
24 saatlik bir gün.
Benim için de öyle,
Gün bitmesin istesem de..
Bugün, beklediğim bir gün.
Son saniyesine kadar hem de.
Belki sen bilmesen de,
Seninle konuşmayı istesem de..
Bugün, birilerinin yaş günü.
Diğerleriyle birlikte,
Benim için de öyle,
Yaşım, gözyaşım olsa bile..
Mutlu yıllar, kendime ve diğerlerine..
22 Haziran 2013 Cumartesi
Farkındalık
Hani ilköğretim yıllarında deney yaptırırlardı ya bize, fasulye ekerdik, hep de merak etmişimdir neden fasulye diye de, neyse. Küçük bir ağaca dönerdi o fasulye, sonra da arkadaşlara gösterilirdi. Sonrası pek önemli değildi aslında. Önemli olan hayatının ileriki 10 yılı içerisinde yapacağın en büyük deneyi yapabilmiş olmaktı . "Ben embesil değilim hocam"'ın fasulye, su, pamuk yoluyla anlatılmasıydı aslında..
Hiç o fasulyeden domates bekledin mi sen peki? Beklemedin tabi, çünkü fasulye ekmiştin, fasulye bekliyordun..
Şimdi ne değişti peki? Fasulyeler artık domates de olabiliyor mu yoksa çoğumuz boş umutlar peşinde mi hala? Kim bilir belki de onlar becerememişlerdir fasulye deneyini, hoş ben de onlardan biriydim. Belki de hala hayata ektiğim fasulyelerin büyümediğini görünce tepki veriyorumdur. Bir fasulye neden büyümez? Su vermezsin de ondan. Belki de ben yeterince su vermedim hayatımdaki fasulyelere? Bir ihtimal onlar sihirliydi de ben onları pamuğa mı gömdüm yoksa?
Bu sorular hep aklımda..
Doğru düzgün bir programım olmadan bir şeyler başarmaya çalışıyorum mesela hala, yapacağım şeylerin kendi kendine olmasını bekliyorum ara sıra, neden diyorum bolca, boş zamanım olsa neler yaparım diyorum, boş zamanımda boş duruyorum. Ben olanların farkındayım da fasulyelerden sihir bekliyorum..
Boşuna..
Bazen de farkında oluyorum, ne yapıyorum diyorum. Bu zamana kadar bana yardım eden esinti ya giderse diyorum. Ya kesilirse rüzgarım, ne yaparım bilmiyorum..
Ben kendimi tanıyorum diyorum ya, en büyük yalanı söylüyorum. Ben bile kendimi tanımıyorum. Neler yapabileceğimin farkında olmuyorum bazen. Yapamayınca da 'istesem yaparım' diyorum. Ve istiyorum da bazen, yapamıyorum. İşte o an vicdan giriyor devreye. Bir güzel ayarı verip geri gidiyor. Ben yine kendimle konuşurken buluyorum kendimi. Kendimi sorguluyorum, cevap veremediğim sorular soruyorum bazen..
Bundan sonra ne olur bilmiyorum, bir şey hariç,
Ben fasulye ağacı dikmek istiyorum..
21 Haziran 2013 Cuma
Sağlam Anılar
Bir avuç insan var hayatımda..
Bazıları sadece orada,
Bazıları benden yakın bana..
Bazıları sadece zorunlu olduğundan..
Bazıları ben olduğumdan..
Beraber ağladığım,
Beraber güldüğüm,
Beraber yürüdüğüm hepsi..
Kimi yüz yüzeyken anlamazken..
Kimi görmeden biliyor derdimi..
Kimi hala yanımda,
Kimi gitti çoktan..
Kimi hızlı yürüdü yetişemedim..
Kimi durdu sadece, bekledi benim gitmemi..
Bazısı bilmedi değerini,
Bazısı bilmek istemedi..
Bazısı dinledi beni..
Bazısı bana benden fazla değer verdi..
Fazla uzatmamam lazım,
Belki sıkılırsın sonra..
Söz ver bana, lafım sana,
En kötü anında bile,
Yalnız hissedersen, ağlama bir kenarda..
Peçeteni eline aldığında, bir el bile olsa omzunda..
Vazgeç hemen..
Bir avuç insan bile yeter bazen..
Bazıları sadece orada,
Bazıları benden yakın bana..
Bazıları sadece zorunlu olduğundan..
Bazıları ben olduğumdan..
Beraber ağladığım,
Beraber güldüğüm,
Beraber yürüdüğüm hepsi..
Kimi yüz yüzeyken anlamazken..
Kimi görmeden biliyor derdimi..
Kimi hala yanımda,
Kimi gitti çoktan..
Kimi hızlı yürüdü yetişemedim..
Kimi durdu sadece, bekledi benim gitmemi..
Bazısı bilmedi değerini,
Bazısı bilmek istemedi..
Bazısı dinledi beni..
Bazısı bana benden fazla değer verdi..
Fazla uzatmamam lazım,
Belki sıkılırsın sonra..
Söz ver bana, lafım sana,
En kötü anında bile,
Yalnız hissedersen, ağlama bir kenarda..
Peçeteni eline aldığında, bir el bile olsa omzunda..
Vazgeç hemen..
Bir avuç insan bile yeter bazen..
14 Haziran 2013 Cuma
Ne kadar
Ne kadar çaresiziz aslında,
Sevdiğimiz biri giderken. Ardında sana bıraktıklarına umursamadan, sadece onu isterken..
Bir ayrılığı peluş oyuncaklarla dindirmeye çalışacak kadar, bile bile, sırf kendine inat yaptığın hareketler yetmezmiş gibi, onu hatırlayacağını bilerek, sadece kendine karşı gelmeye çalışmandaki gibi..
Ne kadar yalnızız aslında,
O yokken yanımızda. Kendinle konuştuğunda, ses gelmeyeceğini bile bile sorduğun sorular yanındaki boşluğa..
Bir kere daha görmek istemek güldüğünü, sadece bir kez daha. Öğrenmek o an, yalnızlığının sadece sana ait olabileceğini..
Ne kadar boşuz aslında,
Selam verirken, nasılsın derken. Cevabını bile bile aynı soruları sorarken veya sırf bir kaç kelime daha konuşabilmek için saçmalarken..
Sadece severken..
Ben,
Çaresiz, yalnız ve belki de boş..
Seni özlerken, şimdiden..
Sevdiğimiz biri giderken. Ardında sana bıraktıklarına umursamadan, sadece onu isterken..
Bir ayrılığı peluş oyuncaklarla dindirmeye çalışacak kadar, bile bile, sırf kendine inat yaptığın hareketler yetmezmiş gibi, onu hatırlayacağını bilerek, sadece kendine karşı gelmeye çalışmandaki gibi..
Ne kadar yalnızız aslında,
O yokken yanımızda. Kendinle konuştuğunda, ses gelmeyeceğini bile bile sorduğun sorular yanındaki boşluğa..
Bir kere daha görmek istemek güldüğünü, sadece bir kez daha. Öğrenmek o an, yalnızlığının sadece sana ait olabileceğini..
Ne kadar boşuz aslında,
Selam verirken, nasılsın derken. Cevabını bile bile aynı soruları sorarken veya sırf bir kaç kelime daha konuşabilmek için saçmalarken..
Sadece severken..
Ben,
Çaresiz, yalnız ve belki de boş..
Seni özlerken, şimdiden..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)