26 Aralık 2013 Perşembe

Taşlar

Aynıydı yine her şey aslında.

Aksaray'da indim yine mesela, aynı yolu yürüdüm.
Aynı taşlara bile basmış olabilirim belki.
Aynı insanlar vardı yine meydanda. Satıcısı, dilencisi.
Aynı Güneş'ti yine tepemizdeki.
Sıcaklığı aynıydı.

Saydım.
Yirmibeş taş vardı yerde. Bir büyük taş sonra, sonra yine yirmibeş.
İnsanlar saymaktan yorulur diyedir belki dedim içimden.
Yorulmak bile aynıydı sahiden.

Durdum sonra.
Kırmızı yanmıştı çünkü.
Işık aynıydı, insanlar bile aynıydı.
Herkes mutsuz. Herkesin bir asık ifade yüzlerinde.
Sonra, yeşil yandı.
Yine sevinmedi kimse.

Yürürken simitçiyi gördüm köşede.
Aynı yerde, aynı simitleri satıyordu hep.
İyi simit nasıl olur ki hem?
Nasıl anlaşılır ki, hepsi susamlı değil mi?
Değil herhalde diye düşündüm içimden.
Yolun aynı kısmından yürürken.

Yarım saat sürdü yürüyüş.
Her zaman olduğu gibi.
Yol bile aynıydı, ben bile aynıydım belki.
Her sabah bir gün daha ilerlerken takvimden.
Aldığım nefes bile aynıydı.

Sonradan fark ettim. Sen olmayınca fark ettim.
Sen olmayınca aynıydı her şey.
Güneş. Sessiz.
Rüzgar. İsteksiz.
Ben. Sensiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder