16 Haziran 2012 Cumartesi

Suffit d'écouter. (I)

Güçlü olduğunu hissediyordu, verdiği kararlar ve amaçları uğruna yaptıkları ile. Bazı şeyleri sorguluyordu, bir cevap arıyordu yüreğin derinindekileri sorulara, O olmayı beceremiyordu konu kendisine gelince, ne istediğini bilmeden istiyordu sadece. Ne aradığını bilmeden bakıyordu bazen kalbinin derinine..

Derine inince acıyordu bir yerleri, nefesi sıklaşıyordu, çıkıyordu -belki de kaçıyordu- oradan, geçmişinden..

Çıkmaya çalışırken batıyordu, bu kötüydü işte, beynine mi hükmedemiyordu yoksa sadece korkudan mıydı bu bataklık?



Cesur olsa yok olur muydu ki kötü şeyler?

Samimi olsa güvenebilir miydi birine?


Gözlerini kapatarak kendini bırakabilir miydi onun kollarına? Bilmiyordu..


Onu ondan iyi bilecek, onu ona anlatacak birini mi arıyordu yoksa? Cevabı bir ayna kadar uzakken hem de..


Yoksa sadece aramak mı istiyordu?


Kendi derinliklerinde batarken taşın üstüne oturan gölge elini uzattı ona, samimi bir tavrı vardı. Tutmalı mıydı elini bu adsız gölgenin, yoksa boğulmayı mı seçmeliydi?


O bütün bunları düşünürken gölge ise sadece O'nun düşüncelerini dinlemeyi tercih etti..

1 yorum: